İmsak vaktinden iftar vaktine kadar Allah rızası için Allah’ın sunduğu nimetlerden bilinçli olarak uzak kalarak Allah’a olan sevgi ve bağlılığımızı, sabrımızla sunacağımız ramazan ayına erişmenin şükrü içindeyiz.
Başı “Rahmet” ortası “Mağfiret” sonu cehennemden “Azat” olarak itikadımıza yerleşen oruç, Allah’ın emaneti olan bedeni arıtan, dinlendiren bir fizyolojik etkiye de sahiptir.
Ramazan, dayanışmanın, paylaşmanın, komşusu açken tok yatmamanın, yoksulun, açın, muhtacın hâlinden anlamanın vesilesidir. Ramazan, insani değerleri en yoğun biçimde hatırlandığı farkındalık zamanıdır. İnananlar, tüm ramazan boyunca ibadetlerini artırır ve Allah’a en yakın noktada durmak için samimi çaba sarf ederler. İşte bu çabadan dolayı da cehennemden azat vaat edilmiştir.
Ramazan, birlikte güzel vakit geçirmenin, aile birliği ve dirliğinin iftar ve sahur sofralarında pekiştirildiği “aile terapisi” özelliği taşıyan psikolojik ve sosyolojik bir durumdur.
Tüm dünya son üç yıldır pandemi ile mücadele ediyor; bunun yanında yaşanan savaşlar ve krizler de gıdanın, beslenmenin önemini ortaya çıkarmıştır. Gıda ve gıdaya erişim stratejik öneme sahiptir. Bu öneminden dolayı da toplumlar önlemler almaktadır. Ramazan, gıdaya erişimin önemini, gıdanın tasarruflu tüketilmesini, israfın önlenmesini, gıdanın paylaşılmasını ve bu vesileyle toplumsal refahın tesisine giden yolu işaret etmektedir.
Oruç tutmak, manen ve madden hayatımıza nitelik kazandıran, anlam katan, her anlamda huzur vadeden “on bir ayın sultanı” diyerek taçlandırdığımız ve Kuran’da bizzat yer alan İslam’ın şartlarındandır.
İslam’ın şartlarından “Oruç Tutmak” ı idrak edeceğimiz ramazan, bu sene baharla birlikte geldi, bu güzel tesadüfle birlikte ramazanın tüm dünyaya huzur, barış, bolluk ve bereket getirmesi temennisi ve duasıyla hayırlı ramazanlar diliyorum.
Saygılarımla,
Ziver KAHRAMAN
Ordu Ticaret Borsası
Yönetim Kurulu Başkanı