Borsamız tarafından yürütülen, Türkiye Ulusal Ajansı destekli “Fındık Üretiminde Geleneksel ve Modern Uygulamaların İncelenmesi” adlı, 2 yıl uygulama süreli projemizin kapanış toplantısındayız, hepiniz hoş geldiniz.
Ordu Valiliği, Ordu Üniversitesi ve Altınordu Ziraat Odası yerli ortak; İtalya’dan TUSCIA(TUŞA) Üniversitesi ve İspanya’dan IRTA’ nın da yurtdışı ortak olduğu projemizin detaylarını biraz sonra arkadaşlarımız anlatacaklar. Bir Afrika atasözünde denir ki; “Aslanlar kendi hikâyelerini anlatmazsa biz daha çoook avcı hikâyesi dinleriz.” işte bundan kinaye size kurumumuzdan, Ordu Ticaret Borsasından ve proje vizyonumuzdan bahsetmek istiyorum.
Ordu Ticaret Borsası 1936 yılında kurulmuştur ve kurulduğu günden beri kesintisiz hizmet vermektedir. Kurulduğunda Ticaret Odası bünyesinde bir müdürlük olan Borsamız, bugün müstakil bir yapıya kavuşmuş, kendine ait hizmet binası olan kurumsal ve akredite bir kurum haline gelmiştir.
350 kayıtlı üyesiyle kotasyonunda bulunan ürünlerin üretim aşamasından nihai aşamaya kadar takibini yaparak ticari güvenlik sağlayan borsamız, belgeye dayalı işlem yaptığı için sağlam ve güvenilir istatistikler de oluşturmaktadır. Bu durum ülke genelindeki diğer 112 Ticaret Borsası için de geçerlidir. Gönül rahatlığı ile şunu söyleyebilirim ki “Bugün fındık hakkında en doğru ve güncel istatistiki veriler Ordu Ticaret Borsası tarafından oluşturulmaktadır.”
Elimizdeki tüm verileri, haberleşme kanallarımızla kamuoyuyla hemen paylaşıyoruz. Şeffaf ve anlaşılır bir hizmet standardımız vardır.
Ordu Ticaret Borsası olarak, görev tanımımızda yer alan konular ağırlıklı olmak üzere, projeler yapmaya önem vermekteyiz. Yine faaliyet alanımızla ilintili projelere ortak olmaya da azami özen gösteriyoruz. Projelerin kurumsal ilişkiler kurmak adına sihirli araçlar odluğunu düşünüyoruz ve dahası yaşadıkça bunun böyle olduğunu görüyoruz. Kurumların kaynaklarını verimli kullanmaları ve tasarruf ederek büyüyebilmeleri proje üretebilme ve yürütebilme kabiliyetleriyle alakalıdır. Bizler bu anlayış içerisinde bünyemizde oluşturduğumuz proje ofisiyle projeler üretip uygulamaya devam ediyoruz. Bu projenin sonucunda Türkçe, İngilizce, İspanyolca ve İtalyanca dillerine çevrilmiş bir kitap bastırdık. Basılan bu kitap kısa sürede kamuoyuna sunulacaktır.
Proje kapsamında İspanya, İtalya ve Türkiye hareketliliklerinde yapılan gözlemlerle uygulamaların detaylı bir biçimde yer alacağı kitap bu projenin hafızası olarak tarihe kalacaktır. Bunun yanında Ordu Üniversitemiz bünyesinde oluşturduğumuz ve bu programın ardından ziyaret edeceğimiz “Örnek Fındık Bahçesi” de bundan sonra tahsis edilecek bahçeler için bir model olacaktır.
Değerli katılımcılar,
“Fındık Üretiminde Geleneksel ve Modern Tekniklerin İncelenmesi” başlığını taşıyan projemiz ve bu minval üzere hazırladığımız diğer projelerimizdeki temel amacımız ise fındıkta kalite ve verimliliğe dikkat çekmektir. Bugün bakıldığında “Fındığın Sorunları” başlığı altında iş hep “Fiyat” a gelmektedir. Oysa fiyat, birçok sorunun sonucudur. Aslında bu sorunların başında, kalite ve verimliği olumsuz etkileyen ve maliyetleri yükselten faktörler gelmektedir.
Yine sektörde “Yapısal, Üretim, Pazarlama ve İhracat” aşamalarında birbiriyle etkileşim halinde bir dizi sorunlar vardır. Sorunları bir bütün olarak görmek ve çözüm sürecinin de etkileşim halinde olmasına özen göstermek durumundayız. Ürettiğimiz projeler, daha iyi sonuçlar elde edilmesi gibi bir vizyon taşısa da, özünde bu sorunlardan külliyen kurtulmayı hedeflemektedir.
Fındık, özellikle bölgemiz için alternatifi kabul edilmeyen bir üretim ve ticaret desenidir. Bu realiteye inanarak, popülizm yapmadan, bilimsel esaslarla konuyu ele almak durumundayız. Üretim ve ticaretinde lider olduğumuz, bir coğrafik bölgenin kaderi üzerinde direkt etkili olan fındık gibi bir ürüne çok daha hassas davranmak zorundayız. Fındığın sorunlarını salt “Fiyat” a indirgememek gerekir. Evet, doğrudur; üretim ve ticaret para kazanmak için kâr elde etmek için yapılır. Kâr elde etmek ise insan bünyesinin nefes alması gibidir. Ticari bir faaliyet ise kâr ve zarar mekanizmasıyla nefes alıp vermekte ve bu şekilde de varlığını devam ettirmektedir. Aldığımız nefesi vermemek ya da hep nefes alarak yaşamak/yaşayabilmek gibi bir imkân yoktur. İşte üretim ve ticareti de her durumda ve mutlaka kâr üzerine kurgulamak, o kurgu gerçekleşmediğinde hırçınlaşmak üretim ve ticari hayatı kısaltmaktan, kalitesini bozmaktan başka işe yaramaz. Onun için rantabl olmak durumundayız ve en önemlisi ticari bir faaliyette kâr varsa zararın da karşılığında mevcut olduğunu bilmek durumundayız. Şayet, kalite ve verimliliğin yüksek tutmayıp da markalaşmanın teşvik edilmediği, yeni ve güçlü pazarlar arayışına gidilmediği zaman zarar edileceği de bilinmelidir.
Kısacası değerli katılımcılar, fiyatı bir sorun olarak ortaya koyan yüksek maliyetler realitesidir. Bu bağlamda maliyetlerin düşürülmesi için ilk akla gelen haliyle ve kabaca başlıklara bakmak gerekir.
-Tarım işletmeciliğine geçilmelidir.
-Ortalama arazi büyüklüğü rantabl ölçeğe yükseltilmeli, arazi toplulaştırması gibi yöntemler rutin hale gelmelidir.
-Endüstriyel üretim teknikleri kullanılmalı, emek yoğun üretim kültürü terkedilmelidir.
-Etkin stok kontrolü sistemi kurulmalıdır.
-Yeni pazarlar bulunmalı ve marka yaratılmalıdır.
-Katma değer kazanmış nihai ürün elde edilmelidir. Ar-Ge ve Ür-Ge odaklı olunmalıdır. İnovatif yatırım ve proje anlayışı öne çıkartılmalıdır.
-Üretici örgütlerinin ve/veya kooperatiflerinin hayata geçirilmesi gereklidir.
-Yapısal sorunların giderilmesi ve Fındık Kanunu çıkarılması
-Alıcı ve satıcının bir araya geldiği disipline olmuş piyasalar, yani emtia borsacılığı öne çıkartılmalıdır.
Ordu Ticaret Borsası olarak “satış salonu ve Spot Borsacılık İşlemleri” hususunda da bir proje yürütmekteyiz. Kısa vadede borsacılık tanımına uygun olarak alıcı ve satıcının aleniyet ilkesiyle bir araya geleceği o yapıyı da sektöre kazandırmış olacağız.
Özellikle üretim sürecinde maliyetimiz bu kadar yüksekken, verimliğimiz ise bu kadar düşükken, oluşacak fiyatın tatminkâr karşılanması imkânsızdır.
Ürettiğimiz projelerle sektördeki tüm aktörleri paydaş mantığı ile bir araya getirmeye özen gösteriyoruz. Üretici ile taciri birbirine düşman kılmak, hedef göstermek sorunları büyütmekten başka bir şeye hizmet etmeyecektir. Yine üniversite sanayi işbirliği içinde Ar-Ge ve Ür-Ge çalışmalarını da önemsiyoruz. Ne kadar çok proje üretip uygulasak da, elbette yeterli değildir. Projeler bütçe büyüklükleriyle değil, ortaya çıkardıkları/çıkaracakları değerlerle ölçülmelidir. Değer yaratan ve sürdürülebilir projeler peşindeyiz kıymetli katılımcılar.
Kurumları kişilere ve olaylara endeksli kılmaktan kurtaracak olan temel argümanlardan biri proje kültürüdür. Bu anlayış içinde, bugün burada kapanış toplantısını yapmak üzere toplandığımız projemizde emeği geçen ve katkı sağlayan ortaklarımız kurumlara huzurlarınızda teşekkür ediyorum. Birlikte üretme ve paylaşma kültürüne vesile olan bu türden projelerde yine birlikte olmak niyet ve temennisinde olduğumuzu tüm içtenliğimle ifade etmek isterim.
Sözlerime burada son verirken, kapanış toplantımız ardından projemize dair çıktıların özellikle ilimize ve ülkemize hayırlar getirmesini temenni ediyorum. Katılımlarınız ve katkılarınız için bir kere daha teşekkür eder ve hepinize en engin sevgilerimi ve en derin saygılarımı sunarım.
Saygılarımla,
Ziver KAHRAMAN
Ordu Ticaret Borsası
Yönetim Kurulu Başkanı